“Yaff choq manyaq bi topic, çüüş falan olrsn yaanıı xDasdf:P” diye başlasaydım yazıma birçoğunuz bu nasıl bir yazı diye hayrete düşebilir ve devamını okumadan sayfayı terk edebilirdiniz. Ancak günümüzde bu tip cümleleri o kadar çok görüyor ve duyuyoruz ki, sanırım bir süre sonra konuşmayı ve yazmayı beceremeyen bir topluluk haline geleceğiz gerekli önlemleri almazsak eğer. Oysa “dil” bir milletin en belirgin ve en güzel vasfıdır. Diller, bozulursa, ülkeler yok olur.
Bu hale nasıl geldik, şöyle eskilere dönüp bir bakalım her beraber.
Günümüzde yaşanan bu konuşma ve yazışma bozukluğu aslında yabancı dil hayranlığı ve batı taklitçiliği ile ortaya çıkmaya başladı. Bizler “dahi” anlamında olan “de” ayrı, birçok bitişik, pek çok ayrı yazılır hatta ince ve kalın okunmasına göre “şapka işareti” nerelerde nasıl kullanılır diye dilimizi en güzel bir şekilde öğrenmeye çalışırken, içimize sinsi sinsi işlemeye başlayan bu taklitçilik ve yabancı dil hayranlığı okuduğumuz kitapları, dinlediğimiz müzikleri, izlediğimiz programları birer birer değiştirmeye, bunlara bağlı olarak da kavramlarımızı farklılaştırmaya diğer adıyla modernleştirmeye! başladı. Cafe, shop, outlet, patisserie, center veya hard, slow, pop, rock, hip pop vs. gibi kavramlarımız yoktu önceleri mesela. Bir dilde yabancı sözcüklerin olması o dili zenginleştirir ama gereksiz yere ve yanlış kullanımlar da o dili öldürür.
Tam sıradanlaşmaya ve normalleşmeye başlamıştı ki bu kavramlar, hızla gelişen ve yenilen dünyaya ayak uydurmak adına “internet” diye yeni bir kavram çıktı karşımıza. Bu kavramla birlikte alfabemize “q” , “w” , “x”gibi nur topu gibi yeni harfler eklendi!!! Her şeye hakkını vermek gerekir düsturundan yola çıkarak! alakalı-alakasız her yerde bu harfleri kullanmaya başladı milletimiz. Bizim için önemli ve değerli olan bazı kavramlar bu gereksiz ve bilinçsiz kullanımın kurbanı oldu maalesef. Mesela, “ashqım, sewgilim” kelimeleri bunun en bilindik örnekleri. Kelimeler böyle bozulunca onlara can veren ruh da maalesef yok oluyor. Bu nedenle, birçokları aşktan, sevgiden dem vurduğu halde ona varamıyor, onu bulamıyor.
Özellikle gençlerimiz bu yozlaşma girdabının içine hızla sürüklenmekte ve farkında olmasalar bile yaşanan bu bozulmanın birer kurbanı olmaktadırlar. Her istediklerine hemen hemen rahat bir şekilde kavuşabilen bu güzelim gençliğe sahip çıkmaz, bilgisayar ve internet dünyasında kontrolsüz bir şekilde kaybolmalarına engel olmaz isek hem bu dünyada hem de ahirette bunun bedelini ağır bir şekilde ödeyebiliriz. Düşünün dilini bu şekilde kullanan bir öğretmen, eğitmen, hoca veya ebeveyn nasıl güzel bir miras bırakabilir kendisinden sonra gelenlere.
Son olarak şunları söylemek istiyorum. Bir zamanlar mirc/irc, sonraları msn, şimdilerde ise facebook ve twitter çılgınlığı yaşanıyor ülkemizde ve dünyada. Yediden yetmişe hemen herkes bunları artık nerdeyse biliyor ve kullanıyor. Gelecekte isimleri değişik olacak ama bunlar yine var olacaklar. Bu yüzden kendimizi, yakınlarımızı ve sevdiklerimizi bize zararı dokunacak bu tip şeylerden korumalıyız. Eğer illa da olsun istiyorsak helal dairesinde dilimize ve kültürümüze sahip çıkmalıyız. “Yoqsa hepimis choq üsülürüs!!! :(bxvaasfd:(“
İlyas UÇAR
www.ilyasucar.com / ilyasucar@gmail.com